Yeni Yıl Kutlaması

 

‘Yeni Yıl’ Deyince…

 

 

Bu sözden ne anlaşılıyor? Kişiye göre değişir. Toplumlara, uluslara göre de… Ve bunda belirleyici olan, her şeyden önce, içinde bulunulan durum.

 

Yenisi olduğuna göre, eskileri de var yılların; diyelim, MÖ 35000, MÖ 3200, 0, 395, 1453, 1789, 1876, 1908, 1914, 1915, 1917, 1920, 1923, 1939, 1946, 1950, 1960, 1971, 1980, 1989, 1991, 1999, 2002, 2007, … Pek çok anlam içeren sayısal adlandırmalar… Zamandizinde sıralanıp gidiyorlar. Anlamları? Kişilere, toplumlara, uluslara göre…

 

Bir de ‘takvim’ dediğimiz kavram/sözcük var: ‘takvim’, her şeyden önce, ‘zamanı yıllara, aylara ve günlere ayıran yöntem’. Herhangi bir yılın günlerini, aylarını, sayılı günlerini gösteren çizelge ya da deftere de ‘takvim’ deniyor. Bu sözcüğe değişmeceli (mecazi) bir anlam da yüklemişiz: ‘yapılacak bir işin türlü evrelerini zamana bağlı olarak gösteren izlence’ye de (program) ‘takvim’ diyoruz. Takvim, bu üçüncü anlamıyla pek önemli.

 

Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlerden biri de takvimde olmuştu; 1926’da uluslararası takvime geçtik. Bu geçiş, ‘yeni devletin/toplumun yapacağı işlerin türlü evrelerini bir izlenceye bağlamak’ anlamına da geliyordu.

 

*

2008 deyince ne anlıyoruz? Dünyamız’ın, zaman çizgisinde 0 (sıfır) olarak belirlenen andan başlayarak Güneş’in çevresindeki iki bin yedinci dönüşünü tamamlamış olduğunu değil mi? Dünya bu işi dayanabildiğince yapacak. Bu, onun takvimi.

 

Herkesin, her toplumun, her ulusun da bir takvimi olmalı.

 

Takviminiz kutlu olsun, gönlünüzce yürüsün…

 

 

İnal Karagözoğlu

Yarımca, 29 Aralık 2007

 

©2007 İK   

 

Bu yazı Dünya hali içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın